KİLİT-MUSTAFA NECATİ SEPETÇİOĞLU
- BAHAR
- 6 Ağu 2018
- 2 dakikada okunur
Çok uzun zamandır -yaklaşık 10 yıl- ara verdiğim tarih ve siyaset okumalarina başladım yeniden. Gündelik siyaseti sevmem ve gündemi takip de etmem,ancak gel gör ki tarih öyle değil. Tarihini bilmeyen bir millet de yok olmaya mahkum arkadaş,bugünü ve geleceği anlamak, gözümüzü açmak için tarih bilmek zorundayız. Öyle boş boş Osmanlı torunuyuz demekle ya da Atatürkçü'yüm ben demekle de olmuyor bu isler. Bilge Kağan,Alpaslan,Orhan Gazi,Fatih,Kanuni Atatürk ve daha nicesi bizim atamız,bilmek ve sahip çıkmak zorunda olduklarımız.
Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun 12 kitaplık dünkü Türkiye serisine başladım. İlk kez bu kadar uzun soluklu bir kitap serisine başlıyorum,gözüm korkmadı desem yalan olur. Ancak serinin ilk kitabi Kilit'e başlayınca,boşuna korkuyorum galiba dedim,tarih anlatmasına rağmen oldukça akıcı bir dil kullanmış. Haa sadece akıcı olup,macera romanı anlatır gibi değil kesinlikle. Edebiyatçi olmasının hakkını vermiş bence.Tarihi edebiyatla harmanlayıp akıcı bir şekilde anlatmayı başarmış. Umarim seriyi bitirince de böyle düşünürüm. Kitabı okudukça karakterleri ve birbirleriyle olan bağlarını yazacağım buraya,yoksa kitap ilerledikçe artan karakterler iyice karışmaya baslayacak aklımda. Kendime bir yol haritası çıkarmış olacağım böylece.
O zaman serinin ilk kitabı Kilit ile başlayalım.

Kitap Alpaslan'ın çocukluk dönemi ile başlıyor.
Sarı hoca bilgisiyle beslerken Alpaslan'ı, Sav-Tekin de yiğitliğiyle besliyor.
Sav-Tekin kılıç kullanmayı,cirit atmayı,savaşlarda,baskınlarda öğrendiği tüm yöntemleri öğretiyor Alpaslan'a.
Sav-Tekin'in kılıç kullanma konusunda küçük çocuğa anlattıkları ise şu şekilde,
"Kılıcın kabzasını tutan elin neyi tuttuğunu bilmeli...Uzunca bir çelik parçasını tutuyorum sanıyorsan,kendini ölmüşlerine kavuştun belle.Kabzasını tuttuğun şey bil ki senin canındır;senin canın bil ki avucunun içindedir. Sıkmayacaksın böyle;armut sıkar gibi sıkmayacaksın,dut dalı silkeler gibi de gevşek tutup sallamayacaksın.Kabza elinde ne sıkı,ne gevşek;dönmeli böyle...Ya bileğin ne yapmalı bileğin...Hüner elde değil o bilektedir işte."
Sarı Hoca ile Sav-Tekin her ne kadar birbirinden farklı görünse de çok büyük bir ortak noktaları vardır;karşılarında duran bu çocuğun,yaşıtlarına göre çok farklı olduğu ve bildikleri her şeyi ona aktarma arzusu.
Çağrı Bey'in oğlu Alpaslan Orta Asya'da büyürken, Peçenekli Kegen Bey'in oğlu Balçar da Doğu Avrupa'da büyümektedir.
Comments