TEBRİKLER KOVULDUNUZ-KAAN SEKBAN

"Kaan Sekban,ömrünün baharında bir beyaz yakalı. Plaza hayatının tam göbeğinde bir bankacı.Dost mu Düşman mı olduğu belli olmayan 'dostman'larla çevrili hayatını,yönetici adı verilen ama ne yönettiği asla bilinmeyen insanların elinden kurtarıp hayallerinin peşinden gitmeye cesaret eden bir ofis kahramanı...

Her sabah hayallerine koşmak yerine işe gitmek zorunda kalanların umuda yolculuk öyküsü... " şeklinde tanıtılıyor kitap.

"Zira bankada müdürünüzün hırsıyla sizin yaşama sevinciniz arasında gerçek bir ters orantı vardır."

...

"Yine de bende uyandırdığı o ürkütücü ilk intibaya rağmen önyargılarımdan sıyrılmaya ve empati yaparak onu anlamaya çalıştım (bunun çok da gerekli olmadığını anlamam için on yıl geçmesi gerekecekti)."

...

"Nefesim daralıyor,boğulacak gibi oluyordum toplantılarda.Adeta Titanik'te zengin kocayı beğenmeyen Kate Winslet gibiydim ama kendimi nereden aşağı atacağımı ve beni kimin kurtaracağını bilmiyordum.":)

...

"Beyaz yakalı hayatta yazıldığı gibi okunan,okunduğu gibi söylenen ama asla söylendiği gibi hissedilmeyen sözler vardır."

...

"Başka bir iş değildi benim istediğim, başka bambaşka bir hayattı mümkünse!"

...

"O seksi genel müdürlük binasında geçirdiğim zamanların hepsine minnettarım.Beyaz yakalı yıllarımın en eğlenceli,en kahkaha dolu ve hayatıma yüzlerce güzel insan katan dönemiydi.Ama bu güzelliklerin hepsi bizle alakalıydı,beyaz yaka zihniyetinin bununla hiçbir ilgisi olmadığı gibi,tam tersine bu güzellikleri bozmak için elinden geleni yapması gibi bir durum söz konusuydu."

...

"Genel müdürlükte sanki oradaki herkesin iki beyni,üç memesi,dört kulağı vardı! Onlar başkaydı,insanüstüydü sanki!...Kendi kendimi küçülttükçe küçültecek bu ruh hali ilk yıllarımda hep ezik, defansif davranışlar sergilememe neden olacaktı."

...

"Bir beyaz yakalının masasına bakarak hangi tür işleri kıvırıp,neleri batırabileceğini çok net anlayabilirsiniz.Mesela masası aşırı dağınık birine son dakika işlerinizi verirseniz bu sizin kariyerinize mal olabilir.Zira büyük ihtimalle sabahları makyaj yapmaya bile zaman bulamayan yağlı saçlı bu çalışanınız,iş çıkışlarında lüzumsuz derecede sosyalleşen ve zırt pırt elindekileri yetiştirmek için hafta sonları ofisin gediklisi olan bir insancağızdır. Bununla beraber masası ultra düzenli birinden de istediğiniz verimi almanız zordur.Çünkü onun da hayatta tek bir amacı vardır;işin hemen halledip 18.00'de servisine yetişmek.Ha eğer işiniz yalapşap halledilsin istiyorsanız,masası hiç bozulmamış bu çalışanlar sizin için biçilmiş kaftan olacaktır.

Kimse sıkıcı,vergi dairesinden bozma masada çalışmak istemez tabii ama rengarenk dünyanızı ofis masanıza taşımanız da size bir şey kazandırmaz.Aklınızın kaç karış havada olduğunu ifşa etmek dışında tabii..."

...

"Yöneticiniz hafta sonu çalışmak için sizi ofise çağırıyorsa,bunun Türkçesi şudur:Benim bir sosyal hayatım yok.Bnim bir sosyal hayatım olmadığına göre senin de bir sosyal hayatının olmasına gerek yok."